Her canlı gibi şirketler, ürünler, markalar da ölüme mahkum. Ticaret hayatının aktörleri de insanlar gibi “normal” hayat süresince yaşamayı hedefliyor.
“Normal” derken “ortalama” kastediliyorsa, şu rakamlara bir bakalım:
ABD’de kurulan her 100 aile şirketinden 3,4’ü, İngiltere’de ise 3,6’sı 3. Kuşağa devredilebiliyor.
Dünyada her yıl mağaza vitrinlerinde ilk kez sergilenen 150 binden fazla ürün oluyor. Yani her 3 dakikada yeni bir ürün piyasaya çıkıyor.
Yeni ürünler şirketlerden kısa yaşıyor. Yüzde 90’ı bir yılda “ölüyor”.
Her yıl ortalama 21 bin yeni marka piyasaya çıkıyor. Onların da yüzde 90’ının ömrü bir yılla sınırlı kalıyor; yani ölüyorlar.
Bu ölecek markalar ve ürünler için devasa harcamalar yapılıyor. Milyarlar ve milyarlarca dolarlık ar-ge yatırımı yapılıyor, üretim yatırımı yapılıyor, tanıtım yatırımı yapılıyor.
Sonra? Sonra tüm bu milyarlarca doların yüzde 90’ı boşa harcanmış oluyor.
1838-1922 yılları arasında yaşayan ABD’li girişimci John Wanamaker’ın sözü, durumu özetliyor: “Reklama yaptığım harcamanın yarısı boşa gidiyor. Sorun hangi yarısının boşa gittiğini bilmemem.”
Yeni ürünler ve yatırım yapılan markalar için boşa giden bu oran yüzde 90… Sorun şu ki, başarı kazanacak yüzde 10’u kimse bilemiyor.
Unutmadan, bu rakamlar, tüketici testlerinin ciddiyetle gözönünde bulundurulduğu ABD ağırlıklı… “Ya tutarsa” sistemiyle “Saldım pazara, Mevlam kayıra” mantığının başarı oranı daha da düşük olacaktır.
Bilimsel(!) ölçümler ve tahminler de başarıyı engelleyebiliyor. Örneğin Rahmi Koç, Murat Vargı’nın cep telefonu işine girme teklifine “hayır” derken NETAŞ’ın yaptırdığı ve santral kapasitesini doyuracak adette bile telefon satılamayacağını öngören araştırmaya dayanıyordu. Oysa tersini işaret eden araştırmalar da vardı.
Demek ki hangi araştırmanın doğru sonuçları olduğunu tespit edebilmek de önemli. Tabii bir denge tutturmak, sadece araştırmaları değil sezgileri de devreye sokmak gerekiyor…
Tahmin edilebileceği gibi bu dengenin kesin bir yöntemi, oranı yok.
Dün olduğu gibi yarın da kazanma ihtimali yüksek işler batabilecek, batar denen işler kazandırabilecek.
Yatırımın “kesinlikle” kazanmasını hedeflemek, bu hedefin peşinen “yatması” demek…
Daha fazlası için:
Şirket yaşam süresi: http://www.corpusfamilia.com/icerik.php?id=17
Ürün ve marka sayısı: Buy.ology, Martin Lindstrom, Optimist Yayınları,
Rahmi Koç ve Murat Vargı meselesi: http://www.haber3.com/rahmi-koc-anket-isini-herkesten-iyi-bilir-15462y.htm